DEVAM: 46- İMAMLIĞA
ÖNCELİKLE HAKKI OLANIN BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
بشار.
حَدَّثَنَا مُحَمَّد
بْن جعفر.
حَدَّثَنَا
شعبة، عَن إسماعيل
بْن رجاء؛
قَالَ: سمعت
أوس بْن ضمعج؛
قَالَ: سمعت
أبا مسعود
يقول:
-
قَالَ رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((يؤم القوم
أقرفهم لكتاب
اللَّه فإن
كانت قراءتهم
سواء. فليؤمهم
أقدمهم هجرة.
فإن كانت
الهجرة سواء،
فليؤمهم أكبرهم
سناً. ولا يؤم
الرجل في أهله
ولا في سلطانه،
ولا يجلس على
تكرمته في
بيته، إلا
بإذن، أو
بإذنه)).
Ebu Mes'ud
(el-Bedri) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
«Allah'ın
kitabını en çok bilen kişi kavmine imamlık eder. (etsin) Eğer onların Kur'an
bilgisi eşit ise (Mekke'den Medine'ye) önce hicret eden imamlık etsin. Şayet
hicretleri beraber ise yaşça büyük olanı imamlık etsin. Evinde ve hükmü
altındaki yerde adama imamlık edilmesin. Oturması için evinde kendisine tahsis
edilmiş olan yerinde de oturulmasın. Ancak onun izni ile (bu işler) olur.»
Diğer tahric:
Müslim, Ebu Davud, Ahmed ve İbn-i Hibban
AÇIKLAMA: Hadisin: أقرفهم
لكتاب اللَّه
lafzını: "Allah'ın kitabını en çok bilen. diye terceme ettim. Bu cümle
çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. EI-Menhel yazarı bu babta rivayet olunan
mezkur hadisin açıklamasını yaparken şöyle der:
Bu cümleden
maksat Kur'an'dan ezberi en çok olanın imamlığa öncelikle geçmesidir. Bazıları:
'Bu ifadeden maksat, Kur'an okuyuşu en güzel ve Kur'an ahkamını en iyi
bilendir. Böyle olanın ezberi diğerlerinden az bile olsa imamlık onun hakkıdır,
demişlerdir.
Bir kısım
alimler de: Bundan maksat fıkıh bilgisi bakımından en alim olanıdır. Çünkü
Ashab-ı Kiram'ın durumuna bakılırsa onların en kuvvetli fıkıhçılarının aynı
zamanda en kuvvetli Kur'an okuyucusu oldukları görülür.
Şu halde
sahabileI'in en kuvvetli hafızı en kuvvetli fıkıhçısıdır.
Nitekim
Abdullah bin Mes'ud (r.a.): ''Birimiz Kur'an'dan bir sure hıfzettiği zaman
onunla ilgili ilmi sağlamlaştırmadıkça ve helalini, haramını iyice tanımadıkça o
sure'den çıkıp başka sure'ye geçmezdi' demiştir. Abdullah bin Ömer (r.a.) da:
''ResuluIlah (s.a.v.)'e bir sure inince biz ondaki emri. yasağı, helalı ve
haramı bilmiş olurduk.'' demiştir.
Şu halde, Sahabilerin
en kuvvetli hafızı denilince bununla en kuvvetli (ikıhçısı kastedilmiş olur.
Hadisin: ''Eğer
onların Kur'an bilgisi eşit ise...'' parçasının manası şudur: 'Eğer cemaat
fertleri Kur'an hıfzı, okuyuşu ve ilmi bakımından eşit iseler, Mekke Fethinden
önceki devirde hangisi daha önce Mekke'den Medine'ye hicret etmiş ise imamlık
onun hakkıdır ..
Erken hicret
etmenin imamlıkta tercih sebebi kılınmasının nedeni şu olabilir: Hicret etmekte
kıdemli olmak bir şereftir. Bu şerefi ihraz eden zat imamlığa öncelikle
layıktır. Ayrıca erken hicret eden zatlar, sonradan hicret edenlere nisbeten
umümiyetle daha bilgili olur.
Küfür
diyarından İs!am memleketine hicret edenler de bu hükme dahildir. Çünkü
alimlerin cumhuruna göre hicret hükmü kıyamete kadar devam eder. Nebi
(s.a.v.)'in; ''Mekke fethinden sonra. hicret yoktur.'' hadisinin manası şudur:
''Fetihten
sonra Mekke de İslam memleketi olduğu için artık oradan Medine'ye gidip
yerleşmek hicret sayılmaz. (Veyahut) Hiç bir hicretin fazileti, Mekke fethinden
önceki devreye rastlayan hicret fazileti gibi olamaz.''
İbnü'l-Melek:
'Bu gün için imamlığa tercih sebebi yönünden muteber olan hicret. manevi
hicrettir. Bu da günahladan hicret etmektir. Şu halde günahlardan en çok
kaçınan kimse imamlığa daha layıktır' demiştir.
Hadisin:
"Yaşça büyük olanl. .. " tabirinden maksat, müslümanlıkta geçen ömür
süresidir. Mutlak yaş uzunluğu değildir. Şu halde yaşlandıktan sonra müslüman
olan bir ihtiyar, çocukluğundan beri müslüman olan bir gence veya o ihtiyardan
yaşça küçük olmakla beraber ondan önce müslümanlığı kabul etmiş olan kişiye
takdim edilmez. Mesela: 60 yaşındaki bir ihtiyar 5 yıl önce müslüman olmuş, 40
yaşındski bir orta yaşlı da 10 yıl önce müslüman olmuş ise imamlık 40
yaşındakinin hakkıdır.
Hadisin son
fıkrasında bir kimsenin evinde veya tasarrufu altındaki her hangi bir yerinde,
izni olmadan ona imamlık edilmesi yasaklanıyor. Müslim ve Ebu Davud'un
rivayetlerinde;
-fi ehlihi-
yerine; -fi beytihi- lafzı kullanılmıştır. Netice değişmez. Bu fıkraya göre
imamlık ev veya yer sahibinin hakkıdır. Cemaat arasında kendisinden daha
bilgili şahıslar olsa bile hak onundur. Dilerse başkasını imamlığa geçirir.
Cemaat içinden birisine izin verirken en faziletli olan kişiyi seçmesi
müstahabtır.
Fıkranın son
cümlesinde de bir ev sahibinin oturması için hazırlanmış olan döşek, minder,
koltuk, divan ve benzeri yerlere izni olmadan başkasının oturması yasaklanıyor.
Cumhura göre
imamlığa öncelik hakkı şu sıraya göredir:
1- Devlet
büyügü,
2- Ev veya o
yerin sahibi,
3- Namaza ait
fıkıh hükümlerini en iyi bilen kişi,
4- Kıraati en
güzel olan şahıs.
Hicret, takva
ve yaşlılık gibi özelliklerin sıralanışı bakımından fıkıh alimlerinin görüşleri
farklıdır. Geniş bilgi için fıkıh kitaplarına müracaat edilmesi tavsiye olunur